AKİT MENÜ

Gündem

Yavrularımızın eğitim hakkını gaspetmişlerdi! 28 Şubat'ın zorbalarına 18 yıl

Zulüm ve baskı süreci olan 28 Şubat döneminin YÖK Başkanı olan ve başörtüsü yasağı, katsayı zulmü gibi icraatlarıyla mütedeyyin öğrencilere kan kusturan Halil Kemal Gürüz ve bazı cuntacı askerlerin yeniden yargılandığı 28 Şubat davasında karar çıktı.

Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi:

Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz’ün de aralarında bulunduğu 16 sanığın yeniden yargılandığı 28 Şubat davasında karar açıklandı. Gürüz ile Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya, emekli Orgeneraller Orhan Yöney, İbrahim Selman Yazıcı ve Şükrü Sarıışık’ın yanı sıra emekli Korgeneraller Erdoğan Öznal, Köksal Karabay, Ersin Yılmaz, emekli Koramiral Altaç Atılan, emekli Tümgeneral Yücel Özsır, emekli Tuğgeneraller Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve eski Genelkurmay Adli Müşaviri Muhittin Erdal Şenel’in de bulunduğu 13 kişiye “darbe girişimine yardım” suçundan 18’er yıl hapis cezasına hükmetti. Ölen sanıklar Şevket Turan, İzzettin İyigün ve Kamuran Orhon’un isimleri ise dosyadan düşürüldü. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklardan bazıları ile avukatları ile mağdurlar katıldı.

 

YEMİNİNE SADIK KALMIŞ, YA MİLLET!

Duruşmada söz verilen Atılan, darbeye iştirak ederek, vatana ve millete hizmet ettiğini savunarak, “Ben mesleğimi Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda icra ettim. Askeriyede verdiğim yemine hep sadık kaldım. Beraatimi talep ediyorum” dedi. Yükselen ise “Necmettin Erbakan yaşarken hiçbir askerden şikayetçi olmamıştır. 28 Şubat davasının açılması için onun ölümü beklenmiştir” diyerek, af dilendi. Şener, Sarıışık ve Öznal da mahkemeden beraatini istedi. 28 Şubat davasının tek sivil sanığı olan ve serbest bırakıldıktan sonra “Bugün de olsa aynısını yaparım” diyerek meydan okuyan Gürüz ise “İkna odalarıyla ilgili uygulama İstanbul Üniversitesi’nin uygulamasıdır, orada başlamıştır. YÖK’ün bu işle hiçbir ilgisi yoktur. Bana kimseden bir bilgi, belge gelmedi, kimse bana bir şey yaptırmaya çalışmadı” diyerek kirli geçmişini inkâr etti. Mahkeme ise 13 sanık hakkında “darbe girişimine yardım” suçundan 18’er yıl hapis cezası verilmesine hükmetti.

 

CEZASIZ KALMADILAR

Geç gelen kararı gazetemize değerlendiren 28 Şubat davası avukatı ve Türkiye Adalet Platformu Başkanı Bülent Demir ise, şunları söyledi: “2013 yılından itibaren devam eden ve toplam 105 celse süren 28 Şubat davasında aralarında Çevik Bir, Çetin Doğan, İsmail Hakkı Karadayı gibi isimlerin bulunduğu o dönemin darbecileri, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış; rütbeleri er seviyesine indirilerek tutuklanmış ve cezaevine konulmuşlardır. Ancak bu kişilerden bir kısmı zaman içerisinde ölmüş, bir kısmı ise sağlık gerekçesiyle cezaevinden çıkarılmıştır. O süreçteki kararda, 103 sanıktan birçoğu ceza almış olmasına rağmen, Kemal Gürüz ile bazı generallerin bulunduğu üst subaylar ceza almamışlardı. Yargıtay bu kararı bozmuştu. Davada nihayet karar çıktı. Cezayı az bulsam da, en azından cezasız kalmamaları açısından sevindiricidir. Ancak ‘Beşli çete’ dediğimiz o dönemde darbeye zemin hazırlayan ve darbenin bizzat içinde bulunan birçok kurum, kuruluş ve özel sektör temsilcisine henüz ceza verilmemiş olması yönüyle eksik kalmıştır. Ayrıca sayın Cumhurbaşkanımıza ve değerli ekibine, mağduriyetlerin giderilmesi konusunda bir kez daha çağrıda bulunuyorum.”

 

ÇOK YERİNDE BİR KARAR

28 Şubat mağduru ve Önce İnsan Derneği Başkanı Nuray Canan Songür de şunları dile getirdi: “Kemal Gürüz 2016 yılında bile başörtüsü yasağını savunmuştu. Muhtemelen hâlâ da savunuyordur. Eğitim hakkından mahrum edilmiş binlerce insanı, insan hakkı kapsamında bile değerlendirmiyor. Bundan dolayı, verilen mahkûmiyet kararının çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. 28 Şubat döneminde bu zulme imza atanların neredeyse hiçbirisi gerçek anlamda cezalandırılmamış ve cezalarını çekmemiştir. Umarım bu bir ilk olur. O dönemler tarih olarak geride kalmış olabilir. Ancak binlerce kadının hayatını çok ciddi anlamda olumsuz etkileyen bir yasak dönemi yaşandı. Türk milletinin kadınlarının inancını derinden sarsmak için uygulanan bir yasaktı ve bu yasağa uymayanlar cezalandırılıyordu. Hatta kendilerine karşı özgürlük mücadelesi veren bizler, sadece eğitim hakkından mahrum bırakılmakla kalmayıp, canımıza kast edilerek de cezalandırıldık. Dolayısıyla aldıkları cezayı gerçekten çekmelerini isti-yorum. Bunun bir ibret olmasını diliyorum.”

Yorumlara Git

Sıcak saatler! Askeri uçak düştü

AK Parti’li başkandan Mansur Yavaş’a olay gönderme: Bazıları yapay zekaya sorarken biz 60 km yeni yolla trafiği rahatlattık!

TÜİK’E Avrupa’da ödül üstüne ödül: CHP’lilerin itibarsızlaştırma algısı ellerinde patladı

Erdoğan’ın Gazze hamlesi ile İsrail köşeye sıkıştı. ‘Kendimizi Türk Boğazı’nda bulabiliriz'

Gürsel Tekin’den Özgür Özel’e hoş görünme çabası! İkinci tuvalet terliği vakası