Gündem
Serdar Öktem suikastının azmettiricisi Rusya'nın Moskova şehrinde yakalandı
Avukat Serdar Öktem cinayetinin azmettiricisi Ali Gulmalizada, 23 Ekim’de Rusya'nın Moskova şehrinde yakalandı.
Sinan Ateş cinayeti dosyası kapsamında da bir süre tutuklu kalan avukat Serdar Öktem’in öldürülmesine ilişkin olarak, suikastı yurt dışından koordine eden ve Daltonlar suç örgütünün yönetici kadrolarından olduğu ileri sürülen Azerbaycan vatandaşı Ali Gulmalizada, 23 Ekim’de Rusya'nın Moskova şehrinde yakalandı. Rus polisine bilgiyi Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verdiği öğrenilirken, Türkiye ve Rusya arasında Gulmalizada’nın iadesi için işlemler başladı.
Sinan Ateş cinayeti dosyası kapsamında da bir süre tutuklu kalan avukat Serdar Öktem, 6 Ekim'de Şişli Zincirlikuyu Mezarlığı yakınlarında uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Kalaşnikof marka silahın kullanıldığı saldırıda Öktem’in vücuduna çok sayıda kurşunun isabet etti. Olayla ilgili gözaltına alınan 2'si çocuk 9 şüpheli 10 Ekim’de tutuklandı. 4 şüpheli için ise adli kontrol kararı verildi.
Suikastın gerekçesinin Öktem’in, Daltonlar adlı suç örgütüyle aralarında husumet bulunan Casperlar suç örgütünden bir kişinin avukatlığını yapması ileri sürüldü.
Suikastla ilgili soruşturma devam ederken T24’ün edindiği bilgiye göre; suikastı yurt dışından yöneten Alican Çakır adını kullanan ve Daltonlar suç örgütünün yönetici kadrolarından olduğu ileri sürülen Azerbaycan vatandaşı Ali Gulmalizada, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verdiği bilgi üzerine 23 Ekim’de Rus polisinin düzenlediği operasyonda Moskova’da yakalandı.
Türkiye ile Rusya arasında Gulmalizada’nın iadesi için işlemler başladı.
Şüpheli ifadeleri
MHP’li avukat Serdar Öktem suikastında ifadeleri alınan şüpheliler, suikastı planlayan kişinin kendisini “Daltonlar” olarak bilinen suç örgütünün başı olarak tanıtan Alican Çakır (Ali Gurmalizada) olduğunu söylemişti.
23 yaşındaki S.Ö., etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek, daha önce ruhsatsız silah bulundurma suçundan ceza aldığını ve bir buçuk yıl cezaevinde kaldığını söyledi. Daltonlar suç örgütünün üyesi olduğunu, Alican Çakır ile Facetime üzerinden görüştüğünü ve iki kişi aracılığıyla Çakır’ın isteği doğrultusunda İstanbul’daki hücre evlerine götürüldüğünü anlatmıştı:
“Beni ailemi öldürmekle tehdit ettiği için bu teklifini kabul etmek zorunda kaldım. Bize eylem yapacağımız adamın adresini, aracının fotoğrafını Alican Çakır attı. Facetime üzerinden ‘adam otobana bağlanıyor, peşine düşün’ dedi. Cupra marka araçla yola çıktık. Alican Çakır, plan doğrultusunda silahları almamızı söyledi. Barbaros Bulvarı’nda aracı gördük, ‘inin, inin’ diye bağırdı. Araç yanına yaklaşınca ateş etmeye başladık. Ben uzun namlulu silahla 2 el ateş ettim ancak korkudan nereye ateş ettiğimi hatırlamıyorum.”
“İntikam Alındı, Caner’in İntikamı Alındı”
S.Ö., saldırı sonrası Arnavutköy’e kaçtıklarını, Alican Çakır’ın görüntülü görüşmede “İntikam alındı, Caner’in intikamı alındı” diye bağırdığını iddia etti. Çakır’ın talimatıyla silahları ve aracı ormanlık alana götürdüklerini, yedek kıyafetlerini giyip bölgeden ayrıldıklarını söyledi. Telefona üzerinden yakalanmamak için cihazı kırdığını belirten S.Ö., taksiyle ayrıldıktan 10 dakika sonra jandarma tarafından yakalandığını söylemişti.
S.Ö. “Alican, parça parça 50 bin TL gönderdi ama eylem için doğrudan para teklif etmedi’’ demişti.Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini beyan ederek bildiklerini anlatacağını söyleyen şüpheli S. A. da, ifadesinde şunları söylemişti:
"Olay gününden yaklaşık 7 gün önce ismini Alican Çakır olarak daha sonrasında öğrendiğim kişi benimle görüntülü aramak marifetiyle iletişime geçti. Bana, 'Beni tanıyor musun? Ben Daltonların başı Alican Çakır'ım. Senden bir şey isteyeceğim' dedi. Kendisine ne istediğini sorduğumda o da bana, 'Birkaç kardeşimizi bir yere bırakacaksın' dedi. Ben başta kabul etmedim ve görüşmemiz sonlandı. Bu görüşmeden 2 gün sonra yine aynı şahsa ait hesaptan bana fotoğraf geldi. Fotoğrafı açtığımda kardeşimin okumakta olduğu okula ait bir fotoğrafın olduğunu gördüm. Ben de buna istinaden bu şahsı aradım ve teklifini kabul edeceğimi söyledim. Oda bana, 'Kötü bir şey yok. Sadece sabaha karşı bir kardeşimizi bir yere götüreceksin. Sadece araba süreceksin' dedi. Ben de 'Tamam' dedim. Bunun üzerine Alican Çakır isimli şahıs bana bu götüreceğim şahısların olduğu hücre evine ait adresi konum olarak attı. Konum Esenyurt'ta bir yeri gösteriyordu. Bana telefonda tarif etmiş olduğu daireye doğru yöneldiğim esnada kapıda bir kişi beni bekliyordu. Bu şahsı ilk defa burada gördüm. Ancak olay sebebiyle ismini Memo olarak bildiğim bir şahıs beni karşıladı ve 'Üzerinde telefon var mı?' diye sordu. Ben telefonumu gösterince, 'Buraya telefonla giremezsin. Eve telefon sokmuyoruz. Bizim de telefonlarımız yok' diyerek benim telefonumu istedi. Ben de telefonumu bu şahsa verdim. Telefonumu alır almaz, kırarak parçaladı ve evin arka tarafına attı. Daha sonra Beni daireye aldı. İçeride mahalleden tanıdığım Sidar ve isimlerini sonradan öğrendiğim Cengizhan, Ejder ve Memo vardı. Ben girdiğimde bu şahıslar alkol sofrası kurmuştu ve beni karşıladılar. Bu adreste yaklaşık 5-6 gün boyunca kaldım.
“Etrafta çok sayıda polis olmasından dolayı yer bulamadım”
Olaydan 1 gün önce gece 11-12 gibi Alican Çakır olarak bildiğim şahıs Sidar'ı görüntülü aradı ve 'Sabah üstünüzü giyin, çıkın evden. Semih sizi bir yere bırakacak' dedi. Biz de sabah erken saatte uyandık ve Cengizhan uygulamadan bir araç çağırdı. Beyaz renkte bir araç bizi evin önünden aldı. Ataköy'e, benim kullanacağım aracın olduğu konuma kadar gittik. Bu olaya kadar ben ne götüreceğim araç ne de başka bir konu hakkında bilgi sahibi değildim. Ancak evdeki herkes yaşanılacak ve yapılacak olayı biliyordu. Bunu da sonrasında anlamıştım. Zaten kullanacağım araca ait anahtar da evdeymiş. Ben kullanacağım aracın anahtarını evden almıştım ve direk araca bindim. Arabaya bindiğimde herhangi bir silah veya başkaca bir suç unsuru görmedim ve arabayı çalıştırdım. Yaklaşık 1 saat boyunca araç içerisinde bekledik. Bu süreçte Alican Çakır isimli şahıs Sidar'ı yaklaşık 2-3 defa aradı. Görüşmelerinde başta, 'Orada bekleyin. Ben size haber vereceğim. Evi ayarlattırıyorum' dedi. Üçüncü arayışında, 'Tamam vakit geldi artık harekete geçebilirsiniz' dedi. Memo'ya attığı konum Şişli ilçesindeydi. Ataköy den Şişliye doğru yola çıktım. Konuma gitmem yaklaşık 30-35 dakika sürdü. Konuma gidince Sidar, Alican Çakır'ı aradı ve konuma geldiğimizi söyledi. Alican da bize biraz buralarda turlamamızı ve oyalanmamız gerektiğini söyledi. Bu süre zarfında benzin istasyonuna girdim, araca yakıt aldım ve birkaç tur daha attıktan sonra aynı bölgeye yakın konumda beklemeye karar verdik. Ancak etrafta çok sayıda polis olmasından dolayı düzgün bir yer bulamadım. En sonunda konuma yakın bir köprü altında beklemeye koyulduk.
“Araçtakiler çok sevinçliydi”
Yaklaşık 1-2 saat burada bekledikten sonra Alican Çakır Sidar'ı arayarak, 'Çıkabilirsiniz' dedi. Ben de harekete geçtim. Araçtaki şahıslar bir araç ve ofis hakkında konuşuyorlardı. Sürekli etrafta bulunan araçlara ve ofislere bakıyorlardı. Ayrıca ofiste bulunan bir şahıs hakkında da konuşuyorlardı. Bu konuşmalarında hatırladığım kadarıyla, "Ofisten hiç çıkmadı. Acaba bugün işe gelmedi mi" şeklindeydi. Bu konuşmaların olduğu sırada ofisin önünden 2-3 defa geçtik. O esnada ofis ve ofise yakın sokaklarda yine çok sayıda polis ekibi vardı. Trafikten kurtulmak için kendime en soldan sağa attım. Bu esnada Memo isimli şahıs daha önce de aradıkları aracı gördü ve 'Abi o araba, o araba. Cengo, maskeyi ve silahı ver' dedi. Cengizhan arabanın bagaj kısmında bulunan siyah renkte bir çantaya uzandı ve Memoya doğru verdi. Memo çantanın içerisinden silahları ve maskeleri aldı. Araçla seyrederken hepsi maskelerini giydiler. Memo'nun bana 'Dur' demesi üzerine bir anda aracı durdurdum. Araçtakilerin hepsi indi. İlk inen Memo'ydu. Ellerindeki silahlarla araca doğru hedef gözetmeksizin ateş açmaya başladılar. Ben ne olduğunu anlamadım ve kaçmaya çalıştım. Memo'nun bana yeniden, 'Dur dur' demesi üzerine biraz gittikten sonra durdum ve tekrar bu şahısları araca aldım. Ben olayın şokundan çıkamadım. Araç içerisindekiler bana sürekli durmamam gerektiğini ve hızlı bir şekilde buradan çıkmam gerektiğini söylediler. Bu olaydan sonra araç içerisinde Alican Çakır'ı aradılar ve 'Kardeşimiz Caner Koçer'in intikamı alındı ağabey' diyerek bilgi verdiler. Alican Çakır ve araçtakiler çok sevinçliydi.’’