Kültür - Sanat
48. İstanbul Sohbetleri’nde Mevlana konuşuldu
Mütercim-Yazar Cemal Aydın, 48. İstanbul Sohbetleri kapsamında düzenlenen etkinlikte Mevlana ve Mevlevilik üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aydın, Batı dünyasının Mevlana’yı keşfederek İslam’la şereflendiğini, Türkiye’deki eğitim sisteminin ve aydınların ise kendi değerlerine yabancı kaldığını vurguladı.
Yazar ve yayıncı Mehmet Nuri Yardım’ın organizatörlüğünde gerçekleştirilen 48. İstanbul Sohbetleri’nin bu ayki konuğu, özellikle Fransızcadan yaptığı çevirilerle tanınan Mütercim ve Yazar Cemal Aydın oldu. Hekimoğlu Ali Paşa Camii yanındaki kütüphanede gerçekleştirilen toplantıda Aydın, "Mevlana ve Mevlevilik" başlıklı konuşmasıyla dinleyicilere hitap etti.
"Kendi Değerlerimize Yabancıyız"
Konuşmasına Türkiye’deki eğitim sistemi ve entelektüel camianın Batı hayranlığına değinerek başlayan Cemal Aydın, yerli aydınların kendi kültür hazinelerine olan uzaklığını eleştirdi. Aydın, "Bize 'Sefiller'i okumadınız mı?', 'Shakespeare okumadınız mı?' diye sorarlar ama bizi biz yapan Mevlana Hazretleri'ne gelince 'Ne varmış onda?' derler. Galip milletler, mağlup milletleri taklit ettirir. İbn-i Haldun’un dediği gibi, yenilenler yenenleri taklit eder. Bizim aydınlarımız da Batı’yı o kadar içselleştirmiş ki kendi öz değerlerini göremez olmuş" ifadelerini kullandı.
Aydın, Victor Hugo ve Shakespeare gibi isimlerin özel hayatlarının karmaşıklığına rağmen yüceltildiğini, ancak tertemiz bir ömür süren Mevlana’ya haksızlık yapıldığını belirtti.
"Simyacı Romanı Mevlana’nın Hikâyesidir"
Dünyada satış rekorları kıran Paulo Coelho’nun "Simyacı" adlı eserine de değinen Cemal Aydın, ilginç bir anekdot paylaştı. Simyacı romanını Fransa’da Fransızcasından okuduğunu belirten Aydın, "Okurken bir de baktım ki bu Mevlana Hazretleri'nin Mesnevi'de anlattığı hikâye. Bağdat'tan Kahire'ye giden adamın hikâyesi... Yazar, özünü Mevlana’dan almış" diyerek, Batı edebiyatının Doğu’nun hikmetinden beslendiğini hatırlattı.
Fransız Profesörün Mevlana ile İman Yolculuğu
Konuşmasının önemli bir bölümünü, eserlerini Türkçeye kazandırdığı Fransız Profesör Eva de Vitray-Meyerovitch’e ayıran Aydın, Meyerovitch’in Mevlana aracılığıyla nasıl Müslüman olduğunu anlattı. Sorbonne’da ders veren, felsefe doktorası yapmış bir Katolik olan Meyerovitch’in, Muhammed İkbal’in bir kitabını okurken Mevlana ile tanıştığını belirten Aydın, şunları söyledi:
"Bu hanımefendi Mesnevi’yi ve Mevlana’yı araştırdıkça İslam’a yaklaşıyor. Hatta gidip bir Hristiyan din adamıyla tartışıyor ve sonunda 'Biz Allah’ı kandırıyoruz' diyerek Müslüman oluyor. Eva Hanım, 'Ben en bunaldığım zamanlarda beni Mevlana kurtarmıştır' derdi. Vefat ettiğinde de vasiyeti üzerine Konya’ya, Mevlana’nın gölgesine defnedildi."
"Mevlana Mikrobun Varlığını Asırlar Önce Haber Verdi"
Cemal Aydın, Mevlana’nın sadece bir gönül sultanı değil, aynı zamanda ilmi bir deha olduğunu savundu. Mevlana’nın, Pasteur’den asırlar önce mikropların varlığından bahsettiğini iddia eden Aydın, "Mevlana, 'İnsan bedenlerinde ağızlarını açmış zerrecikler görüyorum' diyerek mikropları tarif etmiştir. Ayrıca atomun parçalanabileceğini ve içindeki büyük enerjiyi, Einstein’dan çok önce 'Zerreciklerin içinde güneş saklıdır' diyerek ifade etmiştir" dedi.
"Okumadan Eleştirmek Cehâlettir"
Son dönemde Mevlana’ya yönelik eleştirilere de sert tepki gösteren Aydın, "Mesnevi'yi baştan sona okumayan adam Mevlana hakkında konuşamaz. Okumadan, sağdan soldan duyma laflarla Mevlana gibi bir zirveye dil uzatmak cehâlettir. Mevlana, bizi biz yapan, bu toprakların manevi harcıdır" diyerek sözlerini tamamladı.
Program, dinleyicilerin soruları ve Mehmet Nuri Yardım’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi.