Gündem
Soykırımcı siyonist sonunda canlı yayında Türkiye’yi hedef alıp itiraf etti! Ankara düşmanımız
Ankara’nın Gazze’de üstleneceği olası kritik rolün, İsrail’de 'kırmızı çizgi' ilan edilmesinin ardından İsrailli Başkolos'tan canlı yayında skandal bir açıklama geldi. Canlı yayında konuşan Akunis, “Bölgemizde giderek artan bir Türk tehdidi var. Açıkça söylemek gerekir ki Ankara bizim düşmanımızdır. Bu düşmanın bize zarar vermesini engellemek için elimizden geleni yapmalıyız” ifadelerini kullandı
İsrail’in New York Başkonsolosu Ofir Akunis, Tel Aviv merkezli bir haber kanalına verdiği demeçte Türkiye’yi resmen “düşman” ilan etti.
Canlı yayında konuşan Akunis, “Bölgemizde giderek artan bir Türk tehdidi var. Açıkça söylemek gerekir ki Ankara bizim düşmanımızdır. Bu düşmanın bize zarar vermesini engellemek için elimizden geleni yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
'HİÇBİR ŞEKİLDE GÖRMEK İSTEMİYORUM'
Gazze’de kurulması planlanan Uluslararası İstikrar Gücü’nde Türkiye’nin yer almasına kesinlikle karşı olduklarını vurgulayan Akunis, Tel Aviv’in bu konudaki tutumunun net olduğunu belirterek, “İsrail’in politikasının aksine bir duruma izin verilmeyecek. Tek bir Türk askeri bile Gazze’ye giremeyecek. Bunu buradan çok açık bir şekilde söyleyebilirim, onları hiçbir şekilde görmek istemiyorum” dedi.
Geçtiğimiz aylarda İsrail basınında yer alan haberlerde, Türkiye’ye ait iş makinelerinin Gazze topraklarında aktif biçimde çalıştığı, Ankara’nın hem diplomatik hem de ekonomik açıdan sürece ilk avantajı sağlayan ülke olduğu belirtilmişti. Türkiye’nin sahada hızlı ve etkili hareket etmesinin, bölgesel etkinliğini ve diplomatik gücünü açık biçimde ortaya koyduğu vurgulanmıştı.
'ONLARI ANA KAPIDAN ALIYORUZ'
Bununla birlikte İsrailli Bakan Orit Strook da Türkiye’nin sürece dahil olmasına sert tepki gösteren isimler arasında yer aldı. Strook, “Türkiye’yi Suriye’den uzak tutmaya çalışıyoruz ama onları Gazze’ye ana kapıdan alıyoruz. Tek bir Türk’ü dahi Gazze’de görmek istemiyorum" ifadelerini kullanmıştı.
‘KIRMIZI ÇİZGİMİZ’
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Türkiye’nin Gazze’deki varlığına karşı keskin bir tavır sergilemiş, Ankara’nın Gazze’de yer almasının Tel Aviv açısından geçilemez bir “kırmızı çizgi” olduğunu vurgulamıştı.
Öte yandan Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (INSS) Kıdemli Araştırmacısı Dr. Gallia Lindenstrauss ise Türkiye’nin sürece etkisine dikkat çekmişti. Lindenstrauss, “İsrail uzun süre Türkiye’nin Gazze’de rol almasını istemedi ve buna şiddetle karşı çıktı. Ancak Trump’ın baskıları ve Türkiye-ABD ilişkilerinin son dönemde ulaştığı yakınlık nedeniyle Trump, Erdoğan’a güvenerek Orta Doğu’da ‘düzen sağlamasını’ bekliyor. Türkiye’nin Hamas üzerinde baskı kurma kapasitesi, anlaşmanın imzalanmasını sağladı” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Lindenstrauss, “Türkiye, anlaşmaya katkı sunan ana aktörlerden biri olarak görüldü. Bu durum, Gazze’de daha derin bir rolün kapısını araladı. Türkiye açısından bu, uzun süredir hedeflenen ve son derece olumlu bir gelişme” ifadelerini kullandı.
‘İSRAİL’İN ÇIKARLARINA AYKIRI’
İsrailli araştırmacı, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğinin İsrail açısından rahatsızlık yarattığını belirterek, “Türkiye en başından bu yana İsrail’e karşı açık bir tutum sergileyen bir aktör. Bu nedenle İsrail, Gazze’de Türkiye etkisini istemiyor. Türkiye’nin barış koruma ve gözlemci görevlerde ciddi tecrübesi, profesyonel bir ordusu var. Ancak Tel Aviv, Türkiye’yi Gazze’de görmek istemiyordu. Güney Suriye’den uzak tutmaya çalışırken, Gazze üzerinden buna izin vermek İsrail’in çıkarlarına aykırı” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, 9 Ekim’de Mısır’da yürütülen müzakerelerde İsrail ile Hamas’ın, Gazze’de ateşkes planının ilk aşamasını onayladığını duyurmuştu.
Mısır’da imzalanan anlaşma, İsrail hükümetinin onayıyla 10 Ekim’in ilk saatlerinde yürürlüğe girmişti. İsrail ordusunun anlaşmada belirtilen “sarı hat”tan çekilmesinin ardından Gazze Şeridi’nde ateşkesin aynı gün saat 12.00 itibarıyla başladığı açıklanmıştı.
Hamas, ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında Gazze’de 20 sağ İsrailli esiri serbest bırakmıştı. Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ise 15 Ekim’de yaptığı açıklamada, anlaşma kapsamında tüm canlı esirlerin ve ulaşılabilen cenazelerin teslim edildiğini bildirmişti.
Açıklamada, diğer cenazelerin çıkarılmasının büyük çaba ve özel ekipman gerektirdiği belirtilirken, AFAD koordinesinde 8 ilden oluşan 81 kişilik arama kurtarma ekibinin Gazze’ye giderek enkazlarda çalışma yürüteceği aktarılmıştı.