Gündem
Öcalan dayatması süreci baltalıyor
Cumhur İttifakı’nın attığı cesur adımlarla başlatılan “Terörsüz Türkiye” süreci, CHP kafalı istemezükçüler tarafından baltalanıyor. DEM, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a “umut hakkı” provokasyonu ile, CHP ve yandaşları ise ‘Öcalan’ı serbest bırakacaklar’ iddialarını yayarak, Terörsüz Türkiye sürecini engellemeye çalışıyor.
SABOTE EDİCİ YAKLAŞIMLAR
Akit’e konuşan eski HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen bakın neler söylüyor: “Ortadoğu’daki gelişmeleri ve Türkiye’nin bu sürece dair çabasını, çalışmasını sadece Öcalan’ın kişisel yaşam standartları üzerine odaklayarak tartışmak, konuyu basitleştirmektir. Esas olan Öcalan’ın silahsızlanma ve toplumsal barışı güçlendirme sürecine katkı sunmasının imkânlarının, koşullarının kolaylaştırılmasıdır. Hem örgüt üzerinde hem de kendisine değer atfeden kitle üzerinde sözünü, mesajını güçlendirecek imkânların oluşması meselesidir. Bunun dışında bir zemine tartışmayı taşımak, hem Türkiye gerçekliğiyle örtüşmez hem de konunun ciddiyetiyle bağdaşmaz. Burada iki taraflı bir yanlış yapılıyor. Özellikle Öcalan’ı savunuyor gibi gözüken, özgürlüğü üzerine söylem kuranlar, aslında tam da bu sürece karşı olanlara malzeme veriyorlar, argüman üretiyorlar. Çünkü Türkiye’nin geçmişten gelen acıları var. Bu acıları depreştirecek, tahrik edecek yaklaşımlardan kaçınmak, gerçekçi hareket etmek ve hassasiyetleri bilerek talepleri dillendirmek lazım. Öcalan’a da Kürtlere de zarar verecek bir iş yaptıklarını düşünüyorum. Bu konuda herkesin daha dikkatli olması gerekir. Süreçte bir ilerleme var ama her türlü sabote edici yaklaşımdan dikkatle kaçınmak lazım. Onun için herkes sadece kendi tabanını düşünerek yaklaşmamalı. Bu işin hani Anadolu’daki tabirle; niyeti üzüm yemek olmalı. Yoksa bağcıyı dövmeye odaklı yaklaşımlarla ilerleme kat edilmez.”
‘Kardeşlik, Dayanışma Yasası’
Araştırmacı Yazar İsmail Nacar da şunları dile getirdi: “Bilindiği gibi partilerin ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ilişkin ayrı ayrı hazırladıkları raporlarında, Abdullah Öcalan için bir umut hakkı ifadesi yer almıyor. Öcalan da bundan rahatsız olmamıştır. Aksine kendisini önceleyen böyle bir ifade onu rahatsız ederdi. Umarım bu süreç kısa zamanda bir kardeşlik hukuku çerçevesinde sonlandırılır ve mimarlarını mahcup etmez. Bu süreci gölgeleyecek ikinci bir konu ise anlamsız kavram kargaşasıdır. Örneğin, Adalet Bakanı yasaların barış yasası ya da geçiş yasası olamayacağını söylüyor. Bu tartışmanın bir ihtilafa dönüşmemesi için benim bir önerim var; Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nu da hatırlatacak olan bu yasal düzenlemenin adı ‘Kardeşlik ve Dayanışma Yasası’ olabilir.”