Müjdat Gezen'in gerçek yüzünü ortaya koyan haber bu şekilde oluşmuştu:

Akit’in yaptığı haberler ve Müjdat Gezen’in sahibi olduğu kültür merkezi tarafından mağdur edilen Ercan Gönültaş’ın çabaları sonucunda Gezen, geri adım atmak zorunda kaldı. Oğlunu tiyatro eğitimi alması için Müjdat Gezen Kültür ve Sanat Merkezi’ne kaydettiren Ercan Gönültaş, borçlarını ödemesine rağmen; senetlerini alamamış ve Müjdat Gezen Kültür Merkezi tarafından bedelsiz senetler üzerinden icraya verilmişti. Bu mağduriyet üzerine Gezen’e karşı hukuksal bir mücadele veren Gönültaş davayı kazandı. Akit’in daha önce yazdığı haberlerle gündeme getirdiği Ercan Gönültaş’ın mücadelesi karşısında geri adım atan Müjdat Gezen, icradan vazgeçti ve ödemesi yapılmış olan senetleri Gönültaş’a teslim etmek zorunda kaldı.

PARAYI MÜJDAT GEZEN’İN ELEMANI ALMIŞ

İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi verdiği kararda, konunun bilirkişi tarafından incelendiğini ve alacak iddiasında bulunan Halit Müjdat Gözen’in (asıl soyadı Gezen değil, Gözen) avukatı aracılığıyla mahkemeye yaptığı başvuruda senetlerin asıl bedellerinin müvekkilinin elemanı tarafından tahsil edildiği yönündeki itirafına dikkat çekti.

NE OLMUŞTU?

Ercan Gönültaş, 12 yaşındaki oğlunu tiyatro eğitimi alması için sol görüşlü oyuncuların önemli isimlerinden Halit Müjdat Gözen (Gezen), sahibi olduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne kaydettirmişti. Kayıt sırasında 760 TL’lik bir borç senedi imzalayan Gönültaş, bu tutarın önce 260 TL’sini, sonra ise kalan kısmı olan 500 TL’yi ödemişti. Ödediği 500 TL karşısında makbuz alan Gönültaş, sanat merkezi yetkililerinden borç senedini geri istemesine rağmen alamamıştı. Ercan Gönültaş karşılığını ödediği halde kendisine geri verilmeyen senet yüzünden, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin haksız yere gönderdiği ödeme emri ile, haciz tehdidi altında kalmıştı. Faiziyle birlikte 1.200 liralık bir takiple şok olan Ercan Gönültaş, bedelsiz senedi icraya koyan Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin sahibi Halit Müjdat Gözen’den şikâyetçi olarak mahkemeye başvurmuştu.
Gazetemiz, 5 Mayıs 2012 tarihli nüshasında Ercan Gönültaş’ın hukuk mücadelesini böyle duyurmuştu.