Kalkınma Bakanlığı, 2019-2023 dönemini kapsayacak olan 11. Kalkınma Planı ile ilgili çalışmalara hız verdi. Bu çerçevede Ankara’da ihtisas komisyonları ve çalışma grupları art arda toplanıyor. Bakanlığa sunulan raporlar arasında ‘İmalat Sanayi Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raporu’ öne çıktı.

ÜRETİM ÖNE ÇIKACAK

Kalkınma Planı için Sanayi Politikaları Özel İhtisas Komisyonu Raportörlüğü görevini yürüten İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yülek, raporun sunumunda Türkiye imalat sanayiinin ekonomide oynadığı role işaret etti. Rapor yerli üretime ve ihracata dayalı sanayi stratejilerini içeriyor. Prof. Dr. Murat Yülek, 11. Kalkınma Planı’na yerli üretimi artırıcı adımların gireceğini dile getirerek, üretim gibi ihracatı arttırmaya dönük önceliklerin de ele alınacağı bir plan taslağı üzerinde çalışıldığını vurguladı.

MİKRO REFORMLAR GÜNDEMDE

Mikro reformların 11. Kalkınma Planı’nın da öncelikli konu başlıklarından biri olabileceğini belirten Yülek, “Metinde reformların sanayide hayata geçirilme imkânına ve hedefine; ilaveten yatırım ortamının iyileştirilmesi ile yerli firmaların rekabette geride kalmaması gibi hususlara temas edilecek” dedi.

PLÂN YAKINDA TAMAMLANACAK

Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, özel ihtisas komisyonlarının 11. Kalkınma Planı ile ilgili raporları yakında tamamlayacağını kaydetti. Komisyonların toplanıp önemli konuları ele aldığına, akademisyenleri dinlediğine dikkat çeken Alkin, “Toplantılarda pek çok fikirden, tecrübeden yararlanıldı” ifadesini kullandı.

YERLİLİK ORANI ARTMALI

10. Kalkınma Planı döneminin bittiğini hatırlatan Alkin, şöyle devam etti: “Yeni dönem için, 11. Kalkınma Planı için adımlar atmak, stratejiler belirlemek için şartlar uygun. Evvela ülkemiz için olumsuz bir enflasyon süreci yok. Dünyada toparlanma olduğu için emtia ve petrol fiyatları süratle artıyor. Kuşkusuz bu ortamda enflasyonla mücadele önemli olup her sektörde yerlilik ve millilik oranını artırılmalı. Tabii şu aşamada ikinci nesil reformlara odaklanılmalı. Birinci nesil reformlar ekonomik şokların, darbenin atlatılmasında rol oynadı. Ama artık mikro reformlara, dijital dönüşüme, milli üretime ağırlık verilmeli. Kalkınmanın finansmanına konusuna yoğunlaşılmalı. Bu anlamda ikinci nesil reformlar çok çok önemli. Bu reformlar bizi emtia ve petrol fiyatlarının artışına karşı koruyabilir, hammadde ithalatına bağımlılığımızı geriletebilir.”

DEVLETİN KALKINMADAKİ ROLÜ

11. Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu ve Çalışma Grubu Toplantısı’nda açıklanan rapor, imalat sanayiini sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayan temel sektörlerden biri olarak tanımlıyor. Raporun giriş bölümünde “2023 hedeflerine ulaşmak için ülkemizin sanayileşme sürecini hızlandırması ve verimliliğini artırması gerekliliği ortaya çıkıyor” görüşüne yer veriliyor. 7 akademisyen tarafından kaleme alınan raporda özetle şu tespitlerde bulunuluyor: “Hedeflere ulaşmada, devletin yol gösterici rolü kadar piyasa yapıcı olarak üstleneceği rol de daha iyi anlaşılıyor. Şöyle ki daha çok Japonya ve Güney Kore gibi geç sanayileşmiş ülkelerin kalkınmasında devletlerin aktif rol oynadığı düşünülse de aslında sanayileşmiş ülkelerde de devletlerin sanayi politikalarının geliştirilmesinde önemli roller üstlendiği ortaya konuluyor. Bu durum, ülkelerin ekonomik kalkınmalarında devletlerin yalnız düzenleyici rol üstlenmeleri gerektiğini söyleyen ana akım iktisat öğretisinin, son yıllarda yerini devletlerin piyasa yapıcı rol de üstlenmesi gerektiği yaklaşımına bırakmasına yol açıyor.”