Ekonomi
2015’e umutla bakıyoruz
TİM’in 2015 yılında büyüme beklentisinin, Orta Vadeli Program’da (OVP) hedeflenen yüzde 4 olduğunu belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) Mehmet Büyükekşi, “Böylelikle 5 yıllık dönemde tekrardan 2002-2012 döneminde yüzde 5.2’lik güçlü büyüme trendine döneceğimize inanıyoruz” dedi. TİM Başkanı Büyükekşi, 2014 ve 2015 yılına yönelik değerlendirmelerini Yeni Akit için yazdı
2014 yılına baktığımızda Türkiye ekonomisi, tüm dünyadaki zorlu koşullara rağmen büyümesini sürdürdü. İlk çeyrekte yüzde 4,7, ikinci çeyrekte yüzde 2,1 olan büyüme üçüncü çeyrekte yüzde 1,7 olarak gerçekleşti. Böylece ilk 9 aylık büyüme yüzde 2,8 oldu.
Yılın son çeyreğinde ise ekonomik aktivitenin kademeli olarak toparlanmaya devam ettiğini gözlemliyoruz. Bu çerçevede, Aralık ayında finansal piyasalarda Rusya kaynaklı yaşanan volatiliteye rağmen büyümenin bir miktar daha hız kazanmış olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda 2014 yılının tamamında GSYH büyümesinin, yüzde 3 civarı olarak gerçekleşmesini muhtemel görüyoruz.
UYARI NİTELİĞİNDE ANCAK OLUMLU BİR SİNYAL
İkinci çeyrekte ihracatta yüzde 8’lik artış ve ithalattaki yüzde 1.8’lik gerilemeyle büyümeye net ihracatın 2 puanlık katkısı olmasaydı, bu büyüme oranları gerçekleşmeyecekti. Bu bir açıdan uyarı niteliğinde, bir açıdan da olumlu sinyaller içeriyor.
Türkiye’nin bölgesinde gerçekleşen ve yoğunluğunu artarak hissettiren jeopolitik gerginlikler ile karşılaştığı engellere rağmen yılın ilk 9 ayında net ihracatın büyümeye 2,7 puan ile katkısı ile ortaya konulan yüzde 2,8’lik büyümeyi oldukça başarılı buluyoruz. Keza sadece üçüncü çeyrek büyümesine net ihracatın katkısının gözle görülür şekilde artması oldukça sevindirici oldu. Büyümenin tamamen net ihracat katkısıyla gerçekleştiğini söylemek mümkün.
HEDEFİMİZ DIŞ TİCARET ODAKLI BÜYÜME
AB’deki durgunluğa, Japonya’da resesyona ve bölgesel pazarların bazılarında yüzde 40’lara varan talep düşüşlerine rağmen ihracatın artmasını ve büyümeyi desteklemesini son derece olumlu buluyoruz. Türkiye, önümüzdeki dönemde yüzde 10’luk bir ihracat artışı sağlayabilirse, ihracata dayalı büyüme modeli ve mevcut dinamikler ile yüzde 5’lik büyümeye ulaşacağız.
1960-2013 döneminde Türkiye’nin yıllık ortalama GSYH artış oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşti. 1993 ile 2010 yılları arasında Türkiye’de orta sınıfın payı yüzde 18’den yüzde 41’e yükseldi. Bu gelişim ile birlikte, artan yaşam standartları ile birlikte orta sınıfta da önemli gelişmeler oldu.
TÜRKİYE’NİN MAL İHRACATI YÜZDE 4,4 ARTTI
Büyüme ile birlikte Türkiye’nin mal ihracatı artmaya devam ediyor. İlk 11 ayda Türkiye’nin mal ihracatı yüzde 4,4 artış gösterdi.
2014 yılının ilk 11 ayında en fazla ihracat yapan sektörümüz 20,5 milyar dolar ihracat ile otomotiv sektörü oldu. Sektörün ihracatı yüzde 4,8 arttı. İkinci sırada yer alan hazır giyim sektörümüz yüzde 9,1 artışla 17,4 milyar dolar, üçüncü sırada yer alan kimya sektörümüz ise yüzde 3,8 artış ile 16,4 milyar dolar ihracat rakamını yakaladı.
2014’ün ilk 11 ayında en fazla ihracat yaptığımız ülke 13,7 milyar dolar ile Almanya olurken, 9,6 milyar dolar ihracat yaptığımız Irak ikinci, 8,9 milyar dolar ihracat yaptığımız İngiltere üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri ise, İtalya, Fransa, Rusya, ABD, İspanya, İran ve Hollanda izledi.
DÜNYADA GERİLİMLERİN AZALMASINI İSTİYORUZ
2015 yılında, IMF büyüme tahminleri ABD için yüzde 3,1, İngiltere için yüzde 2,7, Euro bölgesi için yüzde 1,3, Rusya için yüzde 0,5 olarak öngörülüyor.
Çin ve diğer gelişen ülkelerde daha yavaş büyüme öngörülürken dünya ticaretinde yüzde 1,5-2 arasında bir artış bekleniyor. Düşen enerji fiyatları nedeniyle enerji ve emtia ihraç eden ülkelerde yavaşlama beklentisi öne çıkıyor.
Mali piyasalara bakılacak olursa; Euro-Dolar paritesinin 2015 yılında 1,20 seviyelerinin altına ineceği beklentileri piyasaya hakim olmaya başladı. Ayrıca, ABD Merkez Bankası FED’in yılın ortalarında faiz artırmaya başlayacağı ve yıl sonunda faiz oranının yüzde 1 ile yüzde 1,25 aralığında olacağı beklentiler arasında. Emtia fiyatlarının daha da zayıflayacağı, petrol varil fiyatı yıl ortalamasının 60-70 dolar arasında seyredeceği öngörülüyor.
Batı-Rusya ve Ukrayna-Rusya gerginliği ve Ortadoğu’da IŞİD sorunu başta olmak üzere, 2014 yılında yaşanan siyasi gerilimlerin önümüzdeki yıl da devam etmesini tahmin ederken, bu gerilimlerin azalmasını ümit ediyoruz.
YÜZDE 5’LİK ORTALAMA BÜYÜMEYİ YAKALAYABİLİRİZ
TİM’in 2015 yılında büyüme beklentimiz; iç talepteki toparlanma ve ihracatta Orta Vadeli Program’da (OVP) hedeflenen yüzde 7.8’lik artış oranının minimumda yakalanmasıyla OVP hedefi olan yüzde 4’tür. Ortalama kur seviyelerine bakıldığında; Dolar/TL beklentisi 2,35, Euro/TL beklentisi ise 2,90 seviyeleri olarak öngörülmekte, paritenin ise ortalamada yıl içerisinde 1,23 seviyesinde olması beklenmektedir.
2015 yılında Merkez Bankası’nın, Türk Lirasının aşırı değerlenmesine veya değer kaybetmesine izin vermeyeceğini, Türk Lirasının istikrarlı seyrini koruyacağını düşünüyoruz.
2015-2017 dönemine ait Orta Vadeli Programı (OVP)’na göre, 2015 yılı ihracat hedefi 173 milyar dolar olarak belirlendi. Biz bu hedefin Türkiye ekonomisinin 2015 yılında yüksek hızlarda büyüyebilmesi için çok önemli olduğuna inanıyor, ihracatçılarımızın bu hedefe ulaşabilmeleri için her alanda desteklenmesini talep ediyoruz. Zira 2023 hedeflerine giden yolda ihracat artış tempomuzun tekrar yüzde 10 üzerine çıkması gerekiyor. Böylelikle 5 yıllık dönemde tekrardan 2002-2012 döneminde yüzde 5.2’lik güçlü büyüme trendine döneceğimize inanıyoruz.
DİĞER GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE GÖRE CAZİP KONUMDAYIZ
Türkiye, gerek büyüme dinamikleri gerekse de küresel emtia fiyatlarındaki ılımlı seyir ile 2015 yılında da diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha cazip bir konumda olmayı sürdürüyor.
Özellikle küresel büyümenin ABD haricinde zayıf seyretmesi nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde büyüme görünümü yavaşlamakta. Bu çerçevede, Çin büyümesindeki yavaşlama gelişmekte olan Asya ekonomilerini belirgin şekilde etkilerken Orta Avrupa ülkeleri de AB’deki zayıf seyirden Türkiye’ye kıyasla çok daha fazla etkileniyorlar. Bu nedenlerle, Türkiye için 2015 yılında beklenen yüzde 3 civarı bir büyüme oranı, ülkemizin benzer ülkelere kıyasla daha yüksek bir büyümeye işaret etmekte.
Emtia fiyatlarındaki gerileme ise Latin Amerika ülkeleri, Güney Afrika ve Rusya gibi emtia ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilerken ülkemizin enerji maliyetlerini aşağıya çekerek cari açıktaki daralma eğiliminin daha da belirginleşmesine neden olmakta. Bu çerçevede, Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelere nazaran 2015 yılında daha iyi bir konumda olduğunu düşünüyoruz.
Diğer taraftan, petrol fiyatlarında düşüşün önümüzdeki yıl da devam etmesi özellikle başta Türkiye olmak üzere petrol ithal eden gelişmekte olan ülkeleri olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz.
KÜRESEL LİKİDİTE BU YIL BOL PETROLDEKİ DÜŞÜŞ ARTI AVANTAJ
ABD Merkez Bankası’nın (FED) beklenen faiz artışları küresel finansal piyasalarda genel faiz seviyesinde yukarı yönlü baskı oluşturacak olsa da gelişmiş ülke merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü özellikle Avrupa ve Japonya merkez bankalarının genişletici para politikaları sayesinde artmaya devam edecek.
Dolayısıyla küresel likidite 2015 yılında da bol olmaya devam edecek. Bu durum, dış finansmana erişimin biraz daha maliyetli olsa bile yine de zor olmayabileceğine işaret ediyor.
Petrol fiyatlarındaki gerileme ile 2015 yılında Türkiye’nin enflasyon ve cari açık rakamlarında önemli bir iyileşme bekliyoruz. Cari açıkta 2015 yılında en az 15-20 milyar dolarlık bir avantaj sağlayabiliriz. Bunun da orta vadede faiz düşüşleri ve yatırım artışlarına yönelik pozitif etkisi olacağına inanıyoruz.
Bu beklentiler de Türkiye’yi diğer gelişen ülkeler içinde pozitif ayrıştırıyor. Bu ayrışma ile birlikte sermaye girişinin de arttığını gözlemliyoruz. Dolayısıyla bizim bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyoruz.