İşte o yazı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan Küba ziyaretinde cami projesini açıkladı, İsrail ile ABD’den hemen tepki geldi, “camiye ne gerek var?”

Önce İsrail medyası sorguladı, Jerusalem Post’un manşeti şöyleydi, “Erdoğan neden Havana’ya cami inşa etmek istiyor?”.

Haberin içeriğinde Küba’ya caminin gerekli olmadığı savunuldu, “orada sadece birkaç bin Müslüman var” denildi.

Sonra meseleyi Washington Post gazetesi irdeledi. Ishaan Tharoor imzalı yazıda Erdoğan’a yönelik ağır bir itibarsızlaştırma unsurları vardı.

Erdoğan daha önce Kristof Kolomb’un Küba’da bir cami gördüğünü ve benzer camiyi oraya inşa etmek istediklerini söylemişti. Kolomb’un o anısını 1996’da araştırmacı Yusuf Mroueh dile getirmişti.

Washington Post yazarı, tıpkı Erdoğan gibi Kolomb’un Küba’da cami gördüğünü söyleyen araştırmacı Yusuf Mroueh’in aslında hiçbir tarihi hükmü olmayan birisi olduğunu iddia etti. Dr. Yusuf Mroueh’in akademik çalışmalarını karalayarak, “Küba’da eskiden de bir cami olup olmadığı kesin değil” dedi.

Amerikan gazetesi ayrıca Küba’da zaten sadece 1500 Müslümanın olduğunu, bu kadarcık insanın da camiye ihtiyacı olmadığını savundu.

Hem İsrail gazetesi Jerusalem Post hem de ABD gazetesi Washington Post, Suudi Arabistan’ın da Küba’da benzer bir cami projesinin olduğunun altını çizdi. Ama Erdoğan’ın Suudilerle değil kendi başına bir cami yapmak istediğini vurguladı.

Birinin dini Yahudi, diğerininki Hristiyan. İkisi de Küba’da cami yapılmasına karşılar hele ki camiyi Türkiye yapıyorsa “asla olamaz” diyorlar.

Hüküm vermeye kalktıkları ülkenin resmi dini “dinsizlik”. Küba’ya 55 yıl sonra yani devrimden sonra ilk kilise izni 4-5 ay önce verildi. Neticede kilise var.

Katolikler, Küba halkının yüzde 60’ının Katolik olduğunu savunuyor. Oysa bu tamamen şüpheli çünkü Papa’nın 2012’deki ziyareti sırasında bizzat Amerikan televizyonu CBS’in yaptığı araştırmada, Papa’nın ayinine katılan ve Katolik olarak lanse edilen Kübalılarının neredeyse tamamının dini kimliklerinin olmadığı söylendi.

Yahudilere gelelim. Castro’dan önce “sayımız 15 bindi” diyorlar şu an için ise sadece 1500 kişiler. O Yahudiler için de Küba’da bir sinagog bulunuyor.

İsrail ile ABD, Küba’da Müslüman nüfusun sadece 1500 olduğu iddiasında ve “1500 kişi için camiye gerek yok” savunması yapıyorlar. Ama yalan söylüyorlar. Çünkü Küba’da en az 9000 Müslüman var ve 1500 Yahudi’ye bir sinagog düşerken, 9000 Müslümana bir mescit çok görülüyor.

İsrail ile ABD, Küba’ya cami yapımına karşılar, hele ki bu camiyi Erdoğan inşa ettirecekse hepten “olmaz” diyorlar.

Küba’ya cami yapılırsa en azından “Türkiye yapmasın” istiyorlar, B planı olarak da Suudi Arabistan’ın Küba’ya cami projesini öne sürüyorlar.

Yani İsrail ile ABD, içerisinde Erdoğan’ın bulunduğu her şey gibi bu cami projesine de karşılar, “cami yapılmasın, ille de yapılacaksa Erdoğan değil Suudiler yapsın” diyorlar.

Mesele camiyse o zaman Suudi Arabistan “yapalım” deyince neden itiraz etmediniz? Suudiler adına bir sıkıntı yoksa Erdoğan’la derdiniz ne?

İşte sorun tam da bu noktada. ABD’nin yarım asır sonra barış sürecine girdiği Küba’da önümüzdeki dönemde bir takım yenilikler olacaktır, ambargo kalkacak, yeni bir pazar kurulacak, bu yarışta da Türkiye’nin önünü şimdiden kesmek istiyorlar.

Erdoğan Küba’ya giderken de “cami” derken de Türkiye adına önemli bir sebebi vardı. İşin bu boyutu bizdeki ABD-İsrail düşüncesinde olanlara da izah edilmeli, yoksa Küba’ya cami meselesine ABD-İsrail penceresinden bakarsanız, her şeyi şaşı görürsünüz.