İSMAİL UĞUR / ANKARA - Türkiye, tecavüze uğradıktan sonra hunharca katledilen Özgecan Aslan’ın dramını konuşurken, yazılı ve görsel medyanın fuhuş ve sapıklığı yaygınlaştıran, meşrulaştıran yayınlarına karşı etkili sınırlamalar getirilmesi istendi.

ORTAK SORUMLULUK ALINMALI

Yeni Akit’e konuşan Ankara Üniversitesi İlahiyat Profesörü Cemal Tosun, medyanın toplumdaki sapkın eğilimler üzerine etkileri konusunda araştırmalar yapıldığına dikkat çekerek, “Burada toplumdaki kadın algısının, İslam’ın çeşitli yorumları açısından aile içi erkek kadın ilişkilerinin, basılı ya da görsel medyada gösterilen sahnelerin taciz olaylarına etkilerinin araştırılması lazım. Bu konunun üzerinde hassasiyetle durulmalı.” dedi. “Şu bir gerçek her türlü olumlu ya da olumsuz medyada verdiğiniz mesajın insanda karşılık bulmasını bekleyebilirsiniz” diyen Tosun şöyle devam etti: “Toplumu bazı olumsuzluklardan korumak istiyorsanız bunu genel bir eğitim politikası haline getirmeniz gerekir. Toplumsal sorunlar sadece okullarda din eğitimi vermekle çözülemez. Bireyler üzerindeki olumsuz etkileri ortadan kaldıracak bir eğitim politikası üzerinde durulmalı. Sivil toplum kuruluşları ve medya patronları ortak sorumluluk çerçevesinde hareket etmelidir. Hepimiz oturup bu sorunların çözümü noktasında yormalıyız.”

KADINI REKLÂM ARACI YAPAN MEDYA SORUMLUDUR

Özgür Eğitimsen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, “Cahiliye toplumundaki kadının yeri neyse modern toplumda da aynı. Kadın şahsiyetiyle ve kimliğiyle muhatap alınmıyor” diyerek, ataerkil toplum yapısının da medya kışkırtmasıyla kadınları değersizleştirdiğini ve saldırılara açık hale getirdiğini söyledi.

Tanrıverdi, “Modern ve kapitalist toplum kadını bir reklam aracı olarak kullanıyor. Dünyanın her yerinde kadınlar üzerinde baskı ve şiddet var. Kadını bir mal veya köle gibi gören bir anlayış var. Birçok faktörün yanı sıra medya da cinselliği kışkırtıyor. Adam araç tekerleği satıyor ve yarı çıplak bir kadınla reklam yapıyor. Böyle bir durumda kadına saygıyı nasıl sağlayacaksınız. Arka sayfa güzelleriyle, kadın erkeğin cinsel duygularını söndüreceği bir mal gibi gösteriliyor. RTÜK’ün bu işlerde daha aktif ve kı sıtlayıcı denetimler yapması lazım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, RTÜK ve diğer ilgili kurumlar ortak çalışmalar yapmalı ve medyanın yozlaştırıcı etkilerine karşı etkin önlemler almalıdır” şeklinde konuştu.

DEVLET CAN GÜVENLİĞİ KADAR AHLÂK GÜVENLİĞİNİ DE SAĞLAMALI

Kamuoyunda “Oflu Hoca” olarak da bilinen Osmanlı Camii İmam Hatibi Yasin Gündoğdu, toplumun ahlakının yozlaşmasında en büyük etkenin medya olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Toplum ahlaksızlaştırılmaya doğru yönlendiriliyor. Bu tür saldırıların artmasında TV yayınlarının etkili olduğunu düşünüyorum. Gençler bazı dizi ve programları örnek alıyor. Medyanın bu saldırılarda çok büyük rolü var. RTÜK’ün görevi toplumu dejenere eden yayınları engellemektir. Toplumu ahlaksızlaştırıcı ve milli-manevi değerlere aykırı yayınların mutlaka engellenmesi lazımdır. Devlet ahlaksız bir toplum yetişmesine göz yumamaz. Devlet vatandaşının can güvenliğini sağladığı kadar ahlak güvenliğini de sağlamalıdır. Bu alana müdahale edilince ‘özgürlüğüme müdahale ediliyor’ diyenler var. ‘Sevişirim ama doğurmam’ diyerek fuhşu ve zinayı özgürlük alanı sayanlar var. Medya ahlaksızlığı sadece göstermekle kalmıyor, aynı zamanda teşvik ediyor. Ahlaksız karakterleri başrole koyarak topluma olumsuz örnek oluyor. Katledilen kızımıza rahmet, ailesine başsağlığı diliyoruz.”