Siyaset
Bize yalan söyleyen bir tarih öğretildi
Atatürk’ü Anma Programı’nda konuşan Başkan Erdoğan, “Gazi’nin vefatına yakın yıllardan başlayıp 1950’ye kadar süren tek parti istibdadı döneminde milletimizin değerlerinin, inancımızın, kültürümüzün ecdat mirasının nasıl hoyratça savrulduğunu gayet iyi biliyoruz. Bugünkü gençler tek parti dönemini ancak tarih kitaplarından, o da varsa, gazete, dergi arşivlerinden öğrenme imkanına sahiptir, çünkü bize yalan söyleyen bir tarih anlatıldı, öğretildi” dedi.
Yeni Akit Ankara
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Atatürk’ü Anma Programı’nda katılımcılara hitap eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli mesajlar verdi. Paris’te Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 100. yılı törenlerine katılacağını hatırlatan Erdoğan, “1. Dünya Savaşı’nın ardından Türkiye’nin paylaşılması girişimlerine şahit olduk. Çanakkale’de, Kutül Amare’de ve daha nice cephelerde yüreğimiz ve bileğimizle savaşarak kazandığımız zaferlere rağmen ülkemizi böyle bir tehdidin altına girmekten kurtaramadık. Müstevlilere karşı önce şehir şehir, ardından topyekun bir kurtuluş mücadelesi başlattık” dedi.
Nereye gidersen git “Allahu ekber”
Türkçe ezan tartışmalarına da değinen Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugün hâlâ tek parti dönemiyle adeta sembolleşmiş zulümlerden olan Türkçe ezanın, kamuoyu önünde savunulabiliyor olması işte bu özlemin, milletin değerlerine yönelik bitmek bilmeyen bu husumetin bir işaretidir. Ezanın Arapça okunması bir şeyin ifadesidir. Türkçe ezan dediğimiz zaman onu sadece biz anlarız. Ama Arapça dendiği zaman bu evrensel olduğunun ifadesidir. Nereye gidersen git ezan, ‘Allahu ekber’ dendiği zaman Endonezya’da da ezan okunuyor diye anlarsın, Suud’a da gittiğin zaman anlarsın. İşte şimdi bunu değiştirmek, bizi değerlerimizden uzaklaştırmanın adımlarıdır. Tek parti zihniyeti ve darbeci kafa aynı madalyonun iki yüzü gibidir.”
Tek parti hoyratça savurdu
İkinci Dünya Savaşı’nın ayak seslerinin duyulmaya başladığı dönemde zirveye çıkan tek parti yönetimine ilişkin acı hatıraları herkesin kendi çocukluğunda yakınlarından dinlediğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: “Özellikle Gazi’nin vefatına yakın yıllardan başlayıp 1950’ye kadar süren tek parti istibdadı döneminde milletimizin değerlerinin, inancımızın, kültürümüzün ecdat mirasının nasıl hoyratça savrulduğunu gayet iyi biliyoruz. Bugünkü gençler tek parti dönemini ancak tarih kitaplarından, o da varsa, gazete, dergi arşivlerinden öğrenme imkanına sahiptir çünkü bize yalan söyleyen bir tarih anlatıldı, öğretildi.”
Girmediğimiz savaşın sefaleti
Kendilerinin o yılların zulümlerine bizzat yaşayanların ağzından şahit olduklarına değinen Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na girmemiştir ama savaşın tüm yükünü, sefaletini, sıkıntısını yaşamıştır. Osmanlı’nın son yılları ve İstiklal Harbi sırasında nesiller boyu süren seferberlik döneminin cefasını çeken Anadolu insanı yeni bir yükü daha sırtlanmak zorunda kalmıştır. Bu dönemde ülkemizi yönetenler milletimizi sadece büyük bir maddi külfetin altında ezmekle kalmamış, değerlerinin üzerinde kurduğu baskıyla da iyice bunaltmıştır.”
Kandil’i başlarına yıkıyoruz
1950’deki ‘gizli oy açık tasnif’ seçimlerinin sonucunda ‘Yeter söz milletindir’ diyen Demokrat Parti’nin ezici bir çoğunlukla zafer elde ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Türk milleti darbelere, cuntalara, vesayet güçlerinin türlü oyunlarına rağmen hep iradesine sahip çıkmış, sözün de kararın da kendisine ait olduğunu ortaya koymuştur” dedi. Hakkari’de yaşanan patlamada şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza şifalar dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Görünürde Kandil’deki PKK’yı terör örgütü ilan edip ödül koyanların arka planda aynı teröristlerle nasıl iş tuttuklarını çok iyi biliyoruz. Kuzey Irak’taki terör yuvalarını birer birer dağıtarak Kandil’i de Sincar’ı da teröristlerin başına yıkma yolunda ilerliyoruz.”