Gündemin önemli maddeleri arasında yer alan süresiz nafaka uygulaması aile kurumunu çatırdatmaya devam ederken, yargı mekanizmasını ise ‘kilitleme’ vazifesi görüyor. Akit’in ulaştığı son 17 yıla ilişkin nafaka verilerine göre; mahkemelerde yaklaşık 500 bin davanın açıldığı, 13 farklı türde açılmış olan nafaka davalarında ‘nafaka artırımı’nın başı çektiği tespit edildi.

Yarım milyona dayandı

Kutsal aile kurumunu maddi kazanç kapısı haline getiren ve yıllardır birçok mağduriyete neden olan süresiz nafaka uygulamasının yargı mekanizmasını kilitlediğini gözler önüne seren rakamlara Akit ulaştı. Gazetemizin, Adalet Bakanlığı’ndan edindiği veriler; hem aile kurumunun adliye koridorlarına hapsolduğunu, hem de yargının nafaka davalarıyla büyük bir yükünün altına girdiğini gösteriyor. İstatistiklere göre; 1998 ile 2015 arası 17 yılda tam 447 bin 525 nafaka davası açıldı. Ayrılan eşlerin birbirlerine yönelik açtıkları nafaka davaları 1998 yılında 19 bin 8 iken 2015’te 26 bin 787 sayısına ulaştı.

Dava üstüne dava

17 yılda yarım milyona ulaşan nafaka davalarının 13 farklı türde yargıya taşındığı belirlendi. Katılım Nafakası, Önlem Nafakası, Nafakanın Azaltılması-Artırılması, Nafakanın Kaldırılması, Yardım Nafakası, Yoksulluk Nafakası gibi başlıklarda görülen nafaka davalarında başı ‘nafaka artırımı’ çekiyor. Eşin SGK gibi görülerek eski eşine ömür boyu nafaka ödetildiği ülkemizde, erkekler hakkında ödedikleri bedelin daha da artırılması için 2009 ile 2015 yılları arasında 45 bin 501 ‘Nafaka Artırımı’ davası açıldı.

Avukatı zengin ediyor

Aileleri tüketen, yargıyı kilitleyen süresiz nafaka uygulaması adliye koridorlarının en önemli dava unsuru haline gelmiş durumda. Bu durum, yuva kuran erkekleri maddi ve manevi açıdan mağdur etti, iktisadi gelişimlerinin önüne geçti. Nafaka nedeniyle ekonomik açıdan zorluğa düşen birçok vatandaş bunalıma girdi, cinnet ve cinayet vakaları arttı. Boşanan çiftlerden kadın tarafı ‘nafaka kesilmesin’ diye, erkek tarafı ise nafakanın getirdiği maddi külfetten dolayı büyük oranda yeniden evlenmemeyi tercih etti. Bu nedenle toplumu çürüten zina vakaları artış gösterdi. SGK’lı bir işte çalışılması durumu nafakanın kesilmesi için gerekçe olacağı için nafaka alan taraf kayıt dışı olarak çalışmaya yöneldi, kayıt dışı istihdam arttı. Kutsal aile kurumuna ve toplum yapımıza her anlamda olumsuzluk yaşatan süresiz nafaka, avukatların ise ceplerini doldurmasını sağladı.

İşte rakamlar

Adalet Bakanlığı’ndan edinilen bilgilere göre 1998 ile 2015 arası 17 yılda tam 447 bin 25 nafaka davası açıldı. Ayrılan eşlerin birbirlerine yönelik açtıkları nafaka davaları 1998 yılında 19 bin 8, 1999’da 19 bin 346, 2000’de 20 bin 150, 2001’de 21 bin 324, 2002’de 21 bin 606, 2003’te 27 bin 634, 2004’te 22 bin 909, 2005’te 21 bin 359 olarak kayıtlara geçti. Hemen hemen her yıl artan davalar 2006’da 20 bin 557, 2007’de 20 bin 183, 2008’de 20 bin 938, 2009’da 24 bin 197, 2010’da 27 bin 379, 2011’de 26 bin 488, 2012’de 25 bin 944, 2013’te 26 bin 445, 2014’te 26 bin 664, 2015’te 26 bin 787 sayısına ulaştı.

3 aydan sonra caiz değil

Süresiz nafaka hakkında ilahiyatçılar ‘caiz değil’ uyarısı yapıyor. İlahiyatçılar, ayrılık durumunda kadının yoksulluk nafakasının 3 aydan sonra almasının caiz olmadığını, çocuk olması durumunda ise babanın kız çocuğunun giderlerini evlenene kadar, erkek çocuğunun giderlerini buluğ çağına kadar karşılamakla mükellef olduğunu söylediler.

30 yıllık pranga

Büyük mağduriyetlere neden olan nafaka uygulaması, “Yoksulluk nafakası” adı altında süresiz olarak uygulanıyor. 1988’den önce 1 yıl olarak uygulanan bu hüküm, 4 Mayıs 1988 tarıhinden bu yana Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi gereği 'süresiz-ömür boyu' olarak standartlandırıldı.

__________________________________

FARUK ARSLAN