AKİT MENÜ

Gündem

17 Aralık komplosunun Lawrence’i kim?

ANAP döneminin bakanlarından, tecrübeli devlet adamı ekonomist Bülent Akarcalı 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşanan gelişmelerle ilgili Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. I. Dünya Savaşı’nda Müslüman Türk ile Müslüman Arapları birbirine düşüren Lawrence’in günümüzdeki versiyonunu bulmak gerektiğini söyleyen Akarcalı, “Bu operasyonda da Lawrence nerede ve kim” diye sordu.

2014-01-12 09:45:48
RAMAZAN ALKAN/ANKARA - Anavatan Partisi (ANAP) döneminde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı yapmış olan Bülent Akarcalı 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Aynı zamanda bir ekonomist olan Akarcalı ülkemizde yaşanan son gelişmelere farklı bir açıdan yaklaşarak olayın gerçek yüzünü ortaya koydu. Lawrence’lerin Türkiye’ye fitne sokarak ülkeyi karıştırmak istediklerini söyleyen Akarcalı, Osmanlı zamanında oynanan oyunlarla günümüzdeki oyunların aynı olduğunu belirtti. İşte deneyimli siyasetçi Bülent Akarcalı ile yaptığımız o röportaj:

l 17 Aralık operasyonu sizce “Dost modern” bir darbe mi?

- Türkiye’de 1960 yılından beri yapılan askeri ve yargısal müdahalelerin büyük bir kısmı dışarıda düzenlenmiş tertipler sonucu oluşmuştur. Biz bunu geçmiş yıllarda çok net gördük. Kendilerini dünya gücü olarak gören ülkeler ve dünya üzerinde etkili olan dini ve etnik lobiler, Türkiye’de etkin olabilmek için 1950’den beri ülkemizi ele geçirmek için büyük bir çaba gösteriyorlar. 17 Aralık operasyonu da bunun bir sonucu. Ülkeye bir fitne sokuldu, kardeşlerin kavga etmesi istendi. Müslümanların arasına en büyük fitneyi sokmuş tarihteki en önemli kişilerden birisi Lawrence (Lavrens)’tir. Bu operasyonda da Lawrence nerede ve kim? Lawrence bildiğiniz gibi I. Dünya Savaşı’nda Müslüman kesim arasında “fitne” çıkarmıştır. Onun yaptığı çalışmalar sonucu Osmanlıyla Araplar birbirine düşmüştür. Müslüman Türk ile Müslüman Arap arasına atılan fitne koca bir imparatorluğu zayıflatmış hatta yıkılmasında etkili olmuştur. Arapların Osmanlı’ya karşı ayaklanmasından sonra Kudüs gayrimüslimlerin eline geçmiştir. Kudüs İngilizlerin eline geçtikten sonra Osmanlı’nın müttefiki olan Hıristiyanlar bunu zafer diye kutlamışlar, kiliselerde çan çalmışlardır. Almanlar Kudüs’ün alınmasına en çok sevinen ülkelerden biridir. Ben şimdi diyorum ki günümüzdeki Lawrence’i bulalım.

l Bahsettiğiniz Lawrence cemaat mi?

- Ben olaya, “17 Aralık operasyonunda Cemaat mi haklı hükümet mi haklı” diye bakmıyorum. Biz yüzümüzdeki sivilceleri görüyoruz, karaciğere bakmıyoruz. Asıl sivilceyi oluşturan karaciğer. Yani operasyon sonrası herkes ortaya çıkan durumu konuşuyor, ancak sorunun asıl kaynağına bakılmıyor. Şuan haklı çıkmak için birbirimizin ayağına kurşunları sıkıyoruz, dışarıdan bu işi başlatanlarda ortaya çıkan bu durumu keyiflice izliyorlar. Bu işi başlatanlar Türkiye içinden değil. Şükrü Elekdağ’ın da dediği gibi bu çok büyük bir iradenin ürünü. Biz büyük bir doldurulmuşa getirildik. Kavganın tarafları oynanan oyunun farkında olmayabilirler. Cemaate gönül verenler aldatılıyor olabilir. Bana göre bu insanların çoğu da masumdur. Bu insanlar kötü bir işe alet olduklarını bilerek bu işe girmemişlerdir.

OPERASYON SONRASI DURUM

l Operasyonun amacını biraz daha açar mısınız?


- Amaç şu: Ortadoğu da kuvvetli bir Türkiye, Anglosakson dünyasının ve petrol hâkimiyetini devam ettirmek isteyenlerin dümen suyunda gitmiyor. En basitinden İran’ın bize karşı çok dostane olmayan politikalarına rağmen Türkiye bölgedeki istikrar için BM’de İran aleyhine oy kullanmadı. Suriye politikamız doğruydu; ancak bölgedeki hâkim olan güçlerin çıkarlarına ters olduğu için Türkiye orada yalnız kaldı. Suriye’de yaptıklarımız insanı açıdan doğruydu; ama ABD ve İngiltere’nin çıkarlarına tersti. Operasyonun amacı ülkemiz bu açık.

l Siz deneyimli bir siyasetçisiniz. Bu operasyon ve sonrasındaki gelişmelerin yansıması neler olur?

- Ben bu operasyonun Türkiye büyük bir siyasi istikrarsızlık getireceğine inanmıyorum. AK Parti’nin seçimleri kaybedip iktidardan uzaklaşacağını zannetmiyorum. Türk halkının sağduyusu mevcut iktidarın devamı yönünde tecelli edecektir. Geçmiş yıllara baktığımızda da böyle oldu. Ama Türkiye’nin bu olaya harcadığı büyük bir enerji ve para var. Bu olaydan dolayı ekonomide bir iki puanlık bir düşüş olacak. Projelerde aksama olacak. Yani 17 Aralık operasyonunun Türkiye’ye bir maliyeti olacak. İş adamları rahatsız oldu, bu yüzden özel sektörün yatırımlarında bir yavaşlama olacaktır.

l Bu krizden Türkiye nasıl kurtulur? Bir çıkış yolu var mı?

- Bir çıkış yolu her zaman vardır. Burada da var. Aklıselim, sağduyulu, itidalli davranarak bu krizden çıkılır. Taraflar birbirine doğru bir adım atsın. Fitneden uzaklaşmak için de geriye doğru bir adım atsın. “Sen şunu söyledin ben bunu söyledim” tarzı davranışlardan da kaçınmak gerekiyor.

l Kavga daha ne kadar sürer sizce?

- Bu kavgayı başlatmış olanlar bu durumun sürmesi için ellerinden geleni yapmaya devam edecekler. Türk halkının bu oyuna gelmemesi lazım, oyun çok açık ve net. Osmanlı Devleti böyle bir fitne ile çökertildi. Başta da dediğim gibi Lawrence nerede? Biz onu arayalım.

BATI’DA NELER OLUYOR

l Siz yurtdışını da yakından takip ediyorsunuz. Batı’da Türkiye aleyhinde neler oluyor, gözlemleriniz nelerdir?


- Türkiye dış dünyayı takip etmiyor şuan. Yurt dışında son bir sene içerisinde Başbakan Erdoğan aleyhine çıkan yazı ve karikatürlerin ne kadar rezil, aşağılık, iftiralarla dolu olduğunu 5–6 kişi dışında kimse bilmiyor. Ben sadece geçen yıl Başbakan’ı çizmiş 100’ün üzerinde karikatür topladım. Hepsi de çok iğrençti. Bizim buna cevap vermemiz lazım. Sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin cevap vermesi gerekir. Bu yolla batı dünyasında Türkiye’nin itibarı zayıflatılmak isteniyor. Avrupa şuan Türkiye’yi ahlaksızlığın, rüşvetin merkezi olarak göstermeye çalışıyor. “Osmanlı nasıl çöktüyse Türkiye’de böyle çökecek” diyorlar. Bu şekilde Türkiye düşmanı bir kamuoyu meydana getiriyorlar. Biz ne yapıyoruz? “Hiçbir şey”. Bizim üniversitelerimiz ne yapıyor? Maşallah mışıl mışıl uyuyorlar. AK Parti hayranı rektörler bile, çocuğuna Recep Tayyip Erdoğan ismini verenler bile, bu konu hakkında hiçbir girişimleri yok.

“YENİ TÜRKİYE”

l “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni bir Türkiye kuruluyor” deniliyor. Ne kastediliyor bundan? Siz ne düşünüyorsunuz?


- Yeni bir Türkiye bunların dışında zaten kuruluyor. Yeni bir gençlik var teknolojiyle barışık, dünyadaki gelişmeleri çok yakında takip eden. Öte yandan yurt dışında çalışan milyonlarca insanımız var. Dünyanın her tarafına uçan bir Türkiye var. Bana göre 10 sene sonra siyahî Afrika yeni bir “Türkiye Afrikası” olacak. Ve yeni Türkiye daha zengin daha kuvvetli ve daha güçlü olacak. Eski Türkiye gidiyor. Her konuda görüşünü belirten çalışan bir ülkede yaşıyoruz biz.


Yorumlara Git

İran'da maden faciası! 13 ölü

Otobüste panik! Elindeki tüpü yere düşürünce dehşet dolu anlar yaşandı

Sarıgül Mourinho'yu Uyardı! Sonun kötü olur demiştim

Uyuşturucu ile mücadelede NARVAS DÖNEMİ! Narkotik vaka analiz sistemi

22 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi