Emin Pazarcı, Ankara Polatlı'da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Hanım için özel bir helikopter pisti yapıldığına yönelik kuyruklu yalana tepki gösterdi. “Evet, Polatlı'da bir helikopter pisti var. Ama Emine Hanım'la ilgisi yok. Orası, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü'ne ait. Önceden inşa edilmiş ve gerektiğinde orman yangınları için kullanılmak üzere oluşturulmuş bir pist” diyen Pazarcı, “Sosyal medyadaki bu kirlilik, saldırganlık, yalan ve dolanları frenlemek için etkili bir hukuki mekanizma oluşturulması lazım” çağrısında bulunduğu Akşam gazetesindeki yazısında özetle şunları kaydetti:

“Artık dayanılmaz bir hal aldı bu kirlilik. Yurt içinde yalanlar ve saldırılarla uğraştığımız yetmiyormuş gibi, dışarıda da yine bunlarla karşılaşıyoruz...

Bir fotoğraf buluyor ya da bir dedikodu üretiyor, altını da rezilce ifadelerle dolduruyorlar...

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, beraberindeki 6 milletvekili ile Mardin'e gitmişti. Toplantıda, Gazze'deki soykırım ve Siyonizm'le ilgili bir konuşma yapacaktı. Doğal olarak eşi de yanındaydı. "Aile gezisi" diye kampanya başlattılar, "israfa bakın, israfa" diye bitirdiler. On parmaklarında on kara, herkese saldırıyor, iş yapan insanları da çalışamaz hale getirmeye uğraşıyorlar!

Unutmadan ekleyelim: İsrafla suçladıkları Kurtulmuş, imkan varsa her yere tarifeli uçakla gitmeye çalışan, israftan da hoşlanmayan, kaçınan bir isimdir. Ama fark etmez, bu özelliğini bile "Niye hızlı tren kullanmıyor?" diye saldırıp, kirletmeye hazır bir kitle var karşımızda.

Tam bu konu köpürtülmeye çalışılırken, bu defa da bir Emine Erdoğan yalanı ortaya atıldı. Neymiş, Ankara Polatlı'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Hanım için özel bir helikopter pisti yapılmış.

Yalan tabii, hem de kuyruklu yalan.

Evet, Polatlı'da bir helikopter pisti var. Ama Emine Hanım'la ilgisi yok. Orası, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü'ne ait. Önceden inşa edilmiş ve gerektiğinde orman yangınları için kullanılmak üzere oluşturulmuş bir pist.

Olsun, ne önemi var. Doğru olup olmadığına bakmıyorlar ki. Kirletmek, çarpıtmak, karalamak için ne buluyorlarsa kullanıyorlar.

Ciddi bir ahlaki problemle karşı karşıyayız! (…)

Yalan, dolan, iftira ve kirlilik dört bir yanımızı sarmış. Sosyal medya alabildiğine kirlenmiş durumda!

Yalanlar, iftiralar havada uçuşuyor. Doğru olan her şey kirletilmeye çalışılıyor.

Çalışan, ülkesi için çırpınan insanlara saldırılıyor, linç kampanyaları düzenleniyor. İletişim Başkanlığı da yıllardır bu kirliliği temizlemeye çalışıyor...

Gidemez bu böyle, gitmemeli de!

Sosyal medyadaki bu kirlilik, saldırganlık, yalan ve dolanları frenlemek için etkili bir hukuki mekanizma oluşturulması lazım. Yapıldı birtakım düzenlemeler ama yeterli olmadı.

Kimse yanlış anlamasın, sansür filan değil istediğimiz. Bugün Avrupa hangi tedbirleri almışsa, biz de onları alalım; bu mecralar da o düzenlemelere uysun yeter.

Bitmeli ve bitmesi lazım bu kirlilik ve saldırganlığın! Ülkeyi sürekli darbeliyor!”