Aktüel
Çare “Medeni Hukuku” Islam Aile Hukukuna Dönüştürmedir
Ali Rıza Demircan'dan çok sert Medeni Hukuk eleştirisi: 2025, aile yılı olarak ilan edildi. Çünkü nüfus hızında azalma, Ülkemizin ana problemlerinden biri oldu.
Ali Rıza Demircan'dan çok sert Medeni Hukuk eleştirisi: 2025, aile yılı olarak ilan edildi. Çünkü nüfus hızında azalma, Ülkemizin ana problemlerinden biri oldu.
Memure ve kadın işçiler için şartlar iyileştirilerek ve 6284 sayılı yasa uygulanarak çare üretilmek isteniyor.
Böylesi acziyet kokan çocuksu atılımlar çare olabilir mi?
Kalıcı çözüm İslam aile yapısına, boşanma usûlu ve mîras sistemine dönüştedir.
850 YILLIK YÖNETİM DÜZENİMİZ
Yaklaşık 1071 den 1926 senesine kadar 850 yıl coğrafyamızda İslam Aile hukuku uygulandı. Verimli oldu. Hem de ne verimli…
Lozan’dan hemen sonra İngiliz aklıyla korku salınarak gerçekleştirilen devrimlerle inançlarımız, eğitim sistemimiz, hukuk ve ekonomik düzenimiz ve de sanatlarımız yağmalandı. Harf inkılabı ile mazi ile irtibatımız kesildi.
Bu arada referanduma gidilmeden bir avuç Batıcı devrimcinin kararları ile yapılan çok yönlü yıkıcı devrimler arasında İsviçre Medeni Kanunu da tercüme edilerek BMM’sinde müzakere edilmeksizin kabul edildi. Yürürlükten düşürülen İslam Aile Hukuku’na bir de iftiralarla savaş açıldı.
OSMANLI’DAN SONRA ÇÖKÜŞ YAŞIYORUZ
Adaleti ve merhameti ile dünya devleti olan Osmanlı’dan sonra köksüz bir devlet olduk. Kültür sarayımız kimliksiz gecekonduya dönüştürüldü.
Osmanlı’nın Cumhuriyet dönemi öncesi Batıcı yüz yılı;
Siyasilerimiz, askerlerimiz, bilginlerimiz ve ulemamızın yetersizliği ve
1922 sonrası İngilizlerin yönlendirdiği yönetici devrimci kadroların Batıyatapar oluşu çöküşün sebepleri olmuştur.
MİLLÎ OLAN HİÇ BİR ŞEYİMİZ YOKTUR
Hâlâ Milli giysilerimiz gibi bize özgü yasalarımız da yoktur.
İnançlı idiyse Allah rahmet eylesin UĞUR MUMCU’nun tespi ve ifadesiyle Ülkemizde Türk ( bize göre Kürt ve Arap da) vatandaşı şöyle tanımlanabilir oldu.
TÜRK VATANDAŞI:
İSVİÇRE MEDENİ KANUNUNA GÖRE EVLENEN,
İTALYAN CEZA YASASINA GÖRE CEZALANDIRILAN,
ALMAN CEZA MAHKEMELERİ USULU YASASINA GÖRE YARGILANAN,
FRANSA İDARE HUKUNA GÖRE İDARE EDİLEN VE
İSLAM HUKUNA GÖRE GÖMÜLEN kişidir.
Yüz yıl önce bir avuç kan dökücü devrimcinin yaptığı yıkıcı devrimler için bunlar “oldu bitti, değiştirilemez/ıslah da edilemez” denilemez.
İslam adına, ortak akıl adına, demokrasi adına ve insan hakları adına itirazımız ve isyanımız var.
TEKLİFİMİZ
İslamî iman esaslarına dayalı ve bilimsel yöntemli eğitim sistemi;
Faize ve borca dayalı para sistemine kapalı İslamî bir ekonomi düzeni;
İslam temelli evlilik, boşanma ve mîras hukuku…
Biz azınlık değiliz, Ülkemizin sahiplerindeniz. Laiklerin tercihlerine saygılı değiliz ama tahammüllüyüz. Putlaştırılan laik düzen devam edebilir.
Tek yönetim altında çok hukukluluk yeniden keşfedilmeyecek.
Böylesi Ahval-i Şahsiye haklar örneğin Osmanlı’da gayr-ı müslimler için vardı. İslam ve Müslüman karşıtı İngiltere’de ve Kanada’da da hâlen var.
Ey Ben de Müslümanım diyenler! Allah’ımızdan, vicdanımızdan birbirimizden ve diğer insanlardan utanalım. Hiç değilse unuttuğumuz Cehennem azabından korkalım.
Biz imanımızla çatışan bu laik düzenin payandası değiliz. İslamî ve demokratik haklarımızı kullanma ve alma zamanıdır.
BİTİRİRKEN…
Uçaklar adalet taşıyamıyor, altın uçlu kalemler gerçekleri yazamıyor. Teknolojiler eşitliği sağlayamıyor. Laboratuvarlarda erdemler üretilemiyor. Felsefi sistemler ölümün karanlıklarını aydınlatamıyor. Üstelik işgaller, savaşlar, terörler ve ekonomik sömürüler devam ediyor. Bunun için eğitim, ekonomi, boşanma ve de diğer bütün alanlarda Rabbimize yönelmeye ve Onun yasalarını yaşamaya muhtacız.
Ali RIZA DEMİRCAN Mirat Haber