Aktüel
Usta oyuncu Ulvi Alacakaptan Akit’e konuştu: Sanatçı muhalefet değil ihya edendir!
Türk tiyatrosunun en önemli isimlerinden Ulvi Haldun Alacakaptan, “Türkiye’de sanatçının bir mübahlığı varmış gibi lanse ediliyor. Ya da iktidara muhalif duruş sergilemesi zorunluymuş gibi gösteriliyor. Belediyelerimiz taşeron firmalarla tiyatro faaliyetlerini yürütüyorlar. Bu da tiyatroda ucuzluğu ve kalitesizliği beraberinde getiriyor. Kültürel planda geri kalmamızı sağlıyor. Bu yanlışın düzeltilmesi lazım” dedi.
HARUN SEKMEN / İSTANBUL - Tiyatromuzun ve sanat dünyamızın üstatlarından Ulvi Haldun Alacakaptan ile belediyelerin tiyatro faaliyetleri ve ülkemizdeki sanat anlayışı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Türkiye’nin büyük bir kültürel birikime sahip olduğunu ve söz konusu birikimin doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Alacakaptan, “Türkiye’de sanatçının bir mübahlığı varmış gibi lanse ediliyor. Ya da iktidara muhalif duruş sergilemesi zorunluymuş gibi gösteriliyor. Belediyelerimiz taşeron firmalarla tiyatro faaliyetlerini yürütüyorlar. Bu da tiyatroda ucuzluğu ve kalitesizliği beraberinde getiriyor. Kültürel planda geri kalmamızı sağlıyor. Bu yanlışın düzeltilmesi lazım” dedi.
İSLAM BENİ HUZURA KAVUŞTURDU
Sanat yaşantınızı ve ihtida sürecini dinleyebilir anlatabilir misiniz?
1969 senesinde Dostlar tiyatrosunun sınavını kazanarak mesleğe girdim. Önümüzdeki sezon tiyatrodaki 49. senem olacak. Birçok ünlü sanatçıyla sahne aldım. Uluslararası sanat gösterilerine müzikallerde oynadım. Ben 80’li yıllara kadar sol görüşe mensuptum. O dönemde mesleğimin en parlak devrini yaşadım. Fakat hep yanlış yaşıyorum gibi bir hissim vardı. O sıralar aklıma bir şey yerleşti. Şuydu: Senin şimdiye kadar ki huzursuzluğun inkarcılığındır. Allah’ı tanı ve kurtul. Çok az vaktin kaldı. Önce aklımı kaybediyorum sandım. Sonra turnede kaldığımız otelden ayrıldım. Bir Kur’an-ı Kerim meali aldım. Hadis kitabı aldım. 84 yılının ilk ramazanıyla birlikte Müslümanca yaşamaya gayret ediyorum.
BELEDİYELER SANAT FAALİYETLERİNE ÇEKİDÜZEN VERMELİ
Devam eden tiyatro faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Şan Birlik Sahnesi sürüyor. Şu anda üç oyunumuz var. Ben şunu belirtmek istiyorum. Belediyelerin sanat faaliyetleri yanlış yürüyor. Sıkıntıda buradan başlıyor. Belediyeler bu tür kültür sanat faaliyetlerini ihaleye koyuyorlar. Bu işler özel şirketler üzerinden dönüyor . Ortada garip bir durum var. Benim de şirketim var ama oynamam için başka şirkete gitmem gerekiyor. Aslında kanunen belediyelerin doğrudan alım yapma hakları var. Böylece daha da ucuza gelir. Niye böyle yapmıyorlar onu bilemiyorum. Bu tuhaf bir durum. Böyle bir ucuzculuk olduğu için üretimde de ucuzluk oluyor. Daha yeni tiyatroya başlamış ucuzcu firmalar bazen de kollanan firmalar bütün belediyelerde oyunlar oynuyorlar.
KİMİ 28 KİMİ 3 DEFA OYNAYABİLİYOR
Türkiye’de tiyatronun durumunu nasıl görüyorsunuz?
50 sene önce tiyatroya başladığımda 9 oyun oynuyordum. Geçen yıl 1 senede oynadığım oyun sayısı 7. Bir örnek vereyim. Geçen senenin sonuna doğru kasım ayında müracaat ettik. Kasım ayından mayıs ayının sonuna kadar bize verdikleri oyun sayısı üç. Bunun dışında 28 defa oynayanlar var. Kim seçiyor bunları? Kurul ne? Ben size müracaat ediyorum ticari bir kurum olarak. Siz reddediyorsanız nedenini bilmem lazım. Varsa eksiğimi düzelteyim.
Bu durum genel bir problem mi?
Bu sadece benim problemim değil. Genel bir problem. Sayın Cumhurbaşkanımız daha öncede söyledi. Kültür alanında geri kalmış durumdayız. Böyle giderse daha da gerileyeceğiz. Bu işten anlayan insanları seçmemiz lazım.
YERLİ BİR TİYATRO YAPMAK İSTİYORUM
Tiyatrodaki nihai amacınız nedir? Yani tiyatro yaparken aynı zamanda neyi gerçekleştirmek istiyorsunuz?
Benim bir derdim var. Bu toprağın kokusunu, rengini, tadını yaşayan ama geçmiş geleneksel sanattan da yararlanan çağımızın olanaklarını da içine katan yerli bir tiyatro yapmak istiyorum. Bir oyun çıkartacak durumum var. Lakin oynayamadıktan sonra yazık oluyor.
SANATÇIYA HER ŞEY MÜBAH DEĞİLDİR
Son olarak Türkiye’de sanatçıların durumunu sormak istiyorum.
Sanatçının belli bir mübahlığı varmış gibi lanse ediliyor. Böyle şey olmaz. Biz de kimsenin kimseye ayrıcalığı yoktur. Sanatçılara bir mübahlık tanınma girişimi eski Yunandan gelme bir şeydir. Ulus mahallesi başka türlü bir yaşam tarzını seçmiş insanların yaşadığı yer bile bir kadının gayri meşru çocuğu olsa mahallede sıkıntı olur. Ama çocuk bir ses sanatçısısıysa ‘sevgi’ diyerek, ‘aşk’ diyerek, ‘hayat arkadaşı’ diyerek doğal gösterilmeye çalışılır. Sanatçı muhalif olacak algısı da saçma. Sanatçı muhalif olur ama illaki de iktidara muhalif olacağız diye bir şey yok.