Batı’dan devşirilen ancak kötü bir kopya olarak 2012 yılından bu yana Türkiye’de binlerce aile faciası yaşanmasına neden olan 6284 sayılı kanunla ilgili serzeniş yüklü tepkiler devam ediyor. Uzmanlar, 6284’ün Avrupa ülkelerindeki tatbiki ile Türkiye’deki uygulaması arasındaki vahim farklara değinerek yetkililere yasal düzenleme çağrısında bulundular.

YUVADAKİ SICAKLIK  BİR DAHA SAĞLANAMIYOR

Akit’e konuşan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sefa Saygılı, darp olmayan ve basit nedenler sonucu kolluk kuvvetlerine ulaştırılan şikayetler sonucu eşlerin 6 ay ayrı bırakılması, yuvadaki sıcaklığın bir daha sağlanamamasına neden olduğunu kaydetti. “Bu hazin bir dramdır, aileye konulmuş bombadır, dinamittir” diyen Sefa Saygılı, “6284 çok yanlış bir uygulama. Avrupa’da yapıcı olsun diye erkekle kadını birkaç günlüğüne ayrı bırakılıyor, o süreçte sorunların muhasebesi yapılıyor, alınan psikolojik destekle aile bütünlüğü sağlanabiliyor. Ama Türkiye’de böyle değil. En ufak bir şeyde basıyorlar 6 aylık uzaklaştırmayı. Adamın evine 50 metre yaklaşması durumunda bu kez 7 gün hapis yaptırımı uygulanıyor. Evin erkeği 6 ay uzaklaştıktan sonra ailenin devamına imkan kalmıyor. Erkekleri ev dışına yönlendiren, bunalımlara neden olan hazin sonuçlar doğuran bir kanun bu. Eşin 6 ay sonra eve dönebilmesi ile ilişkide ve yuvada tekrar bir sıcaklık veya ısınma sağlanamıyor” şeklinde konuştu.

BATI PSİKOLOG VERİYOR BİZSE AYRI KÖŞELERE ATIYORUZ

 6284’ün, kendilerinde aile mefhumu kalmayan Haçlı zihniyetinin Türkiye’de uygulatmaya çalıştığı ve başarılı olduğu bir uygulama olduğunu belirten Avukat Yaşar Gürkan, söz konusu kanuna dayanak oluşturan unsurun 2011 tarihli Avrupa Konseyi Sözleşmesi olduğuna dikkat çekti. Gürkan, “6284 sayılı kanun 11 Mayıs 2011’de imzaya açılan ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen Avrupa Konseyi sözleşmesi hükümleri gözönüne alınarak hazırlandı. Cezai bölümü tam bir facia olan bu Batılı sözleşmenin hükümlerini 2012 yılından bu yana 6284’le kanun olarak tatbik ediyoruz. Kendilerinde aile mefhumu kalmayan Haçlı zihniyetinin Türkiye’de uygulatmaya çalıştığı ve başarılı olduğu bu kanun Türkiye’de aileyi çökertme aşamasına gelmiştir. Avrupa’da kısa süreli uzaklaştırmalarda eşlere psikolog sağlanırken bizde eşler ayrı taraflara atılıyor, aile kurumunun birliği ise hiç ama hiç gözetilmiyor” dedi.

Hukukçu Gürkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aile toplumun en önemli temelidir. Yok olmak istemeyen toplumlar aile kavramına önem verir. 6284, uygulama itibariyle ailenin huzur ve sükununu bozmuş, kadınların boşanma isteğinde patlama yaşanmasına neden olmuştur. Çünkü artık şiddete uğradığına dair belge aranmadığı ve sadece beyan esas alındığı için kadınlar boşanmak istiyor ve bu kanunu istismar ediyor. 6284 sayılı kanunla ilgili vakit kaybeden köklü değişikliklere gidilmesi elzemdir.”

ÇOCUKLAR İÇİN PSİKOLOJİK YIKIM SEBEBİ

6 ay gibi uzun bir uzaklaştırma sürecinde çocukların büyük mağduriyetler yaşadığına değinen Psikolog Kıvanç Tığlı ise, “Babasının evine giremediği çocuk ne düşünür o baba hakkında? Babasız ne yer ne içer 6 ay boyunca? Uzun süreli uzaklaştırmalar sonrasında babanın ailede ve çocuklar üzerinde ne kıymeti, ne saygınlığı, ne de otoritesi kalıyor” ifadelerini kullandı.

KANUN YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Basit bir ailevi vakada dahi erkeğin evden 6 ay uzaklaştırılmasının çocuklar için psikolojik yönden yıkıma neden olacağını vurgulayan Tığlı şöyle konuştu: “Şiddet olmaması durumunda dahi böyle uzun süreli uzaklaştırmaların ceza olarak verilmesi ne insani ne de hukuki açıdan hoş karşılanabilir. Bu tür vakalar fazla ise uzun süreli uzaklaştırma yerine evlilik terapisi uygulanabilir, bu tür önlemler de sorunların çözümü için yeterli olabilir. Uzaklaştırma olsa dahi Avrupa’daki gibi kısa süreli olmalı ve psikolojik destek mutlaka iki taraf için de sağlanmalıdır. Batı’da varken bu uygulama ülkemizde neden olmasın? Basit bir vakada erkeğin evden 6 ay uzaklaştırılması çocuklar için de psikolojik yönden yıkıma neden olur. Bu süreçte çocuk ne olacak? Çocuk babaya karşı suçlu gözüyle bakabilir, ondan soğuyabilir. Öyle bir babası olduğu için utanabilir ve zamanla aile bağı azalarak kaybedebilir.  6284 sayılı kanunun muhakkak gözden geçirilmelidir.”

 

FARUK ARSLAN